23 Nisan’da Nesin Vakfı’nda…

23 Nisan’da Nesin Vakfı’nda…

Güneşli bir güne uyanmak gibisi yok. Hele de o gün tatilse ve siz dışarıda olacaksanız mutluluklardan mutluluk beğenin! 23 Nisan Çocuk Bayramı’nın tatil olmasından faydalanıp hemen bir program yaptık Burcu ile. Önce sabahtan CKM’deki Red Kit Sergisi’ni ziyaret edecek, akabinde de arkadaşlarımızla Çatalca’daki Nesin Vakfı’nda düzenlenen pikniğe katılacaktık. Program biraz daha evrilince “hadi Kıyıköy’e balık yemeye gidelim” önerisine herkes sıcak bakınca ve yeşillerin arasından Kıyıköy’e varıp, güne muhteşem bir son nokta koymuş olduk biz.

Hava güneşli olunca insan yataktan da tebessümle kalkıyor. Ev reçelleriyle bezenmiş bir anne kahvaltısının ardından Caddebostan Kültür Merkezi’nde açılan Red Kit Sergisi’ne doğru yol aldık. Çocukluk kahramanımız ‘Lucky Luke’ ayağımıza kadar gelmişti ve bu fırsatı kaçırmamalıydık. Bu sergi hâlâ sahaflarda bulmaya çalıştığımız Red Kit çizgi romanlarından daha heyecan verici değildi belki de ama sergide neler olduğuna dair büyük bir merak içindeydik.

RedKitSergisinden

CKM’nin ikinci katının yarısı Red Kit’e ve ahalisine ayrılmış. Kimler yok ki; Calamity Jane’den Rintintin’e, Daltonlar’dan Düldül’e tam takım orada. Bir kasaba barını andıran kapıdan geçerek ulaşılan sergi içerisinde karakter tanıtımlarından tutun Red Kit’in yaratıcısı Morris’in hayat hikâyesine kadar birçok yazılı metin var.

KÖTÜLERİN KORKULU RÜYASI

Küçük bir Red Kit kasabasına dönüştürülmüş alanda fotoğraf çektirebileceğiniz evler, posta arabaları, otel ve banka binaları da bulunuyor. Bazı öğeler tek, bazıları ise iki boyutlu platformlarla hazırlanmış bu Red Kit Sergisi’nin kuratörlüğünü ise çizgi roman araştırmacısı Didier Pasomonik üstlenmiş. Biz güzel anılarla sergiden ayrıldık. Ertesi gün de Red Kit’in çizgi filmlerini internet ortamından aramaya başladık bile. 30 Nisan’a kadar devam edecek sergiyi ziyaret etmeniz için önünüzde sadece iki gün kaldı, acele edin.

Sergi çıkışı arkadaşlarımızla buluşmak için yola koyulduk. Raylı sisteme alternatif üretilen ve ilk etapta büyük iş gördüğü tartışılmaz olan, fakat bugünlerde ise yetersizliği nedeniyle sıkça sorgulanan Metrobüs ile Anadolu’dan Avrupa’ya geçişimizi tamamladık. Yolda birkaç telefon görüşmesi sonucunda iki aileyken, dört aileye arttırdık sayımızı. Yönümüz Çatalca’ydı, Nesin Vakfı’nda her yıl 23 Nisan’da gerçekleşen çocuk şenliğinde çocuklar gibi şen olmaya gidiyorduk…

nesin vakfindaki çocuk şenliğinde duvar boyayan cocuklar

YAŞASIN GÜNEŞ VE AZİZ DEDEMİZ

Nesin Vakfı’na vardığımızda güneş hâlâ bizimleydi. Bundan önceki bazı yıllarda balçık çamur içinde kutladığımız 23 Nisan şenlikleri bilirim. Bu yıl güneşle birlikte gelen, en güzellerinden biriydi diyebilirim. Bahçede yüzlerce çocuk, genç, yetişkin dilediğince eğleniyordu. Bayramı bayram gibi kutluyorlardı anlayacağınız. Bir yanda ritim atölyesi, diğer yanda satranç masası vardı. Biraz ilerde çocuklar avuçlarına aldıkları boyalarla diledikleri gibi duvarları boyuyorlardı. Yüz boyayan abi ve ablalarına yüzlerini boyatan çocuklar da azımsanmayacak kadar çoktu. Bahçede ilerledikçe arkadaşlar, dostlarla karşılaşıp selamlaşmak, Vakfın müdürü Süleyman Bey’e bu güzellikler için teşekkür etmek, bahçe ortasında kurulan kitap ve tişört tezgâhından alışveriş yapmak mutluluk vericiydi.

Bahçenin bir köşesinde çocukların yaptığı resimler iplere asılmış bir vaziyette sergileniyordu. Biraz ilerdeki çocuk tiyatrosunu bayıla bayıla izleyen çocuklar vardı. Hemen karşısındaki oyun alanındaki ip çekme, çuvalla zıplama, yumurta taşıma yarışmaları sonrasında “şenlik dediğin böyle olur” cümleleri hepimizin dilindeydi. Nesin Vakfı bahçesindeki çocukların 23 Nisan’ı etkinliklerle, eğlenceyle ve özgürce kutlamalarını izleyip -hatta ufak bir kıskaçlıkla- “keşke çocuk olsak” diyerek biz de oyunlarına katıldık. Çocukların 23 Nisan’ı tören ve müsamereler yerine, parklarda, bahçelerde, yeşil alanlarda özgürce kutlaması sağlanmalı artık. Kendi kurallarını koyup o denli güzel eğlendiler ki, bizler de onlar kadar mutlu olduk…

nesin vakfindaki çocuk şenliğinde cuval yarismasi

Üç saat sonunda yorulup çimenlerin üzerine uzanınca acıktığımızı hatırladık. İşte o an hiç akılda olmayan “Kıyıköy’e balık yemeye gidelim mi” sorusuna herkesin olumlu yanıtı ile yeşiller arasından yola koyulduk. Yaklaşık 100 kilometrelik, sağlı sollu yemyeşil ağaçlar arasında süren yolu takip edip önce Kırklareli’nin Saray ilçesine, oradan da Kıyıköy’e ulaştık.

GÜVEÇ YERİNE KARİDES SAGANAKİ

Birkaç hafta önce Karadeniz’in şirin turizm beldesi Kıyıköy’ü yine bu sayfada uzun uzun anlattığım için bu sefer detaylara girmeyeceğim. Ama Kıyıköy bu mevsimin ve de her ne kadar tatil olsa da, hafta içinin sakinliğiyle karşıladı bizi. Karadeniz’den esen rüzgârın da etkisiyle hava biraz soğumuştu. Aklımızdaki tek düşünce yemekti, artık balık vaktiydi.

eritilmiş tahin helvasi

Yine bildiğim ve daha önce de memnun ayrıldığım Köşk Restaurant’ta cam önünde uzun bir masaya konuşlandık. Tek hayal kırıklığım menüde barbun olmayışınaydı. Bu hayal kırıklığını yenmek için karides güveç söyledim. Yunanlılar’ın jumbo karidesle hazırladıkları ‘Karides Saganaki’ tarifinden alıntılarla güvecimi biraz zenginleştirdim. Ustaya beyaz peynir koydurmayı başaramadım ama yine de kanal karidesle hazırlanan güvecim fena değildi.

Kimimiz çinekop, kimimiz hamsi, kimimiz de istavritle zil çalan midelerimize bayram ettirdik. Karadeniz manzaralı masamızda herkes damak tadına uygun balık mahsulleri ile güne güzel bir nokta koyarken, soframıza buranın en önemli ritüellerinden biri olan çömlekte eritilmiş tahin helvası geldi. Yemek sonrasında bazı arkadaşlar şöminenin tadına varırken, biz Kıyıköy içinde kısa bir gezintiye çıkıp, ilerilere, Karedeniz’in uçsuz bucaksız lacivertliğine bakarak güneşi batırdık arkamızda. Ve sonrası yine aynı hüzün, keşmekeşe yolculuk!

Her ne kadar iki gün kalmış olsa da CKM’deki Red Kit Sergisi’ni mutlaka gezin. Çocuğunuz varsa onunla, çocuğunuz yoksa anılarınızla gezin. Gölgesinden hızlı silah çeken, kötülerin korkulu rüyası Red Kit ve ahalisi ile birkaç saat geçirmek size iyi gelecektir. Sonrasında da planlarınıza alın ki Mayıs’taki piknikte Nesin Vakfı’nın bahçesinde buluşalım. Kim bilir, bu sefer deliliği Kıyıköy’e değil, başka bir yöne yapıp balıklarımızı orada yeriz!

Kiyikoyde somine keyfi

“RED KİT KADIKÖY’DE” SERGİSİ

Çizgi roman araştırmacısı Didier Pasomonik’in kuratörlüğünde hazırlanan ‘Red Kit Kadıköy’de’ sergisi, 9 Nisan – 30 Nisan 2013 tarihleri arasında Vahşi Batı’nın en yalnız kovboyunu Kadıköy’de ağırlıyor. Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi’ndeki ‘Red Kit Kadıköy’de’ sergisi, Türkiye’de bir çizgi roman kahramanı üstüne yapılan ender sergilerden biri olma özelliğini taşıyor. Kadıköy Belediyesi katkılarıyla desteklenen sergi, ziyaretçilerinin geniş kapsamlı bir Red Kit ve çizgi roman tarihi incelemesini bulacakları materyalleri taşıyor. Aynı zamanda serginin yapıldığı salon da küçük bir Red Kit kasabasına dönüştürülmüş durumda.

ÇOK YAŞA NESİN VAKFI

1973 yılında Aziz Nesin tarafından kurulan Nesin Vakfı, Çatalca’da kocaman ve şirin bir bahçe içerisinde 40. yılını doldurdu. Bu yıl 42 çocuğun eğitimine katkı sunan vakıf, aynı zamanda Aziz Nesin’in yayınlanmamış yazılarını kitaplaştırmaya, eski kitaplarını ise yeniden yayınlamaya devam ediyor. Nesin Vakfı, her yıl 23 Nisan’da çocuk şenliği, Mayıs ayının 2-8. günleri arasındaki Cumartesi günü bahar pikniği ve Temmuz ayının ilk Cumartesi günü Aziz Nesin’i anma günü düzenliyor vakfın bahçesinde.